bir manzarayı bir doğa olayını yazarak anlatın
BİZİ ETKİLEYEN BİR MANZARAYI, BİR DOĞA OLAYINI YAZARAK ANLATALIM.
Bulunduğumuz alan denizden çok çok uzakta olan bir alandı . Suyun hemen önünde duran kayıklar, ağaçların arasındaki seyrek binalar iğne topuzu kadar ufaktı. Karşıda arkasında yatan yüksek dağları şekilsiz bir yığından ibaretti.
Güneşin altında göz kamaştırıcı pırıltılarla duran deniz, ta uzaklarda açıklı koyulu gölgelere bürünen tepelere değin kadar uzanıyor, bunun sağ yanından geçerek, ufukta sisler içinde gökle beraber birleşiyordu. Burada akşamleyin sayılamayacak kadar çok, her biri başka renk ve biçimde, irili ufaklı yıldızlar vardı. İşte hemen bu alanda bir sis vardı. Biz arabamızla giderken bu öyle bir sisti ki göz gözü hiç görmüyordu. Şoförler araba sürmekte oldukça zorlanıyordu. Bu öyle yoğun bir sisti ki arabaların farları dahi bu sisin yanında cılıx bir mum ışığı gibi duruyordu.
Güneşin altında göz kamaştırıcı pırıltılarla duran deniz, ta uzaklarda açıklı koyulu gölgelere bürünen tepelere değin kadar uzanıyor, bunun sağ yanından geçerek, ufukta sisler içinde gökle beraber birleşiyordu. Burada akşamleyin sayılamayacak kadar çok, her biri başka renk ve biçimde, irili ufaklı yıldızlar vardı. İşte hemen bu alanda bir sis vardı. Biz arabamızla giderken bu öyle bir sisti ki göz gözü hiç görmüyordu. Şoförler araba sürmekte oldukça zorlanıyordu. Bu öyle yoğun bir sisti ki arabaların farları dahi bu sisin yanında cılıx bir mum ışığı gibi duruyordu.
Yeşil, yumuşak çimenlerin üzerine oturmuş, gözlerinden birbiri ardı sıra yuvarlanan gözyaşları arasından bana bakıyor. Oturduğu yerdeki çimenlerin sarı, yeşil parıltısı gözlerimi kamaştırdı. Gerideki bahçe duvarını gözden saklayan mor leylaklardan etrafa hafif, serin bir koku yayılıyordu."
Uzun süren kış ayları bitti. Köyün üzerini örten kara bulutlar gitmiş, yerini masmavi gökyüzüne bırakmıştı. Yılan gibi kıvrıla kıvrıla akan derenin suları coşmuş, coşku türküleri söyleyerek akıp gidiyordu... Vadi rengârenk tomurcuk ve çiçeklere bürünmüştü. Uykudan uyanan böcekler yuvalarından çıkarak şimdiden kış hazırlıklarına başladılar. Karıncalar sıcak günlerin uzun sürmeyeceğini bildikleri için ambarlarını yiyecekle doldurma yarışına başladılar. Bizim tembel ağustos böceği de sabahın erken saatlerinde müzik şölenine başlamış, gece gündüz demeden güzel türkülerini söylüyordu.
Yorumlar
Yorum Gönder