2018 Blogcusu

Bir Türk Ata Sözü şunu der; '' Kımız içen evin uçuğu bile olmaz ''  Kımız, kısrak sütünden imal edilen Türk içeceğidir. Atalarımızdan bizlere kadar ulaşan bir içecek olmasının yanında bir çok derde derman olan bir ilaçtır. İlaçtır çünkü , Kazakitan'ın ünlü Kimyacısı  Aydar Akınoğlu’nun araştırmalarına göre  kımızın faydalarını ve özelliklerini “ birkaç makale yada kitapta anlatmak kolay değildir ”. Kımızın kullanımı hakkındaki bilgiler çok eskilere, Hun Türklerine kadar uzanmaktadır. Tarihi kayıtlara göre Büyük Hun Devleti zamanında Türkler kımız içerlerdi. Yine tarih kayıtları, Avrupa Hunları ile Gök Türklerin de kımız ürettiklerini belirtmektedir. Eski Yunanlı tarihçi Herodot, İskitlerin kısrak sütünden çok lezzetli bir içecek yaptığını kayıtlarında belirtir. Rus tarihçileri de, Rusların Kıpçak Türklerine gönderdikleri elçilerin resmi içki olan Kımız ile ağırlandıklarını yazarlar. Günüümüzde Anadolu Türklerinde pek kullanılmayan bu içecek , Asya'da bulunan Tür

1. Tartışmalara sert başlamak Boşanma habercilerinden ilki tartışmalara sert bir şekilde başlamak. Tartışmaya eşlerden birinin çok sert başlaması, örneğin saldırgan bir şekilde, yüksek sesle veya karşı tarafı aşağılayan bir cümle ile başlaması tartışmaların giderek alevlenmesini ve büyük kavgalara dönüşmesini sağlıyor. Bu durumun sıklıkla olması ise çifti boşanmaya götürüyor. 2. Eleştiri ve aşağılama Çiftlerin birbirleriyle iletişim halindeyken kullandıkları “eleştiri ve aşağılama” ilişkinin yüzde 90 oranında boşanma ile sonuçlanacağını gösteriyor. Örneğin, eşin yaptığı davranışı değil de kişiliği eleştirmek “Benimle bunu paylaşmanı isterim” yerine “Sen çok bencilsin demek”, eşle konuşurken daha üst bir seviyedeymiş gibi onu aşağılayıcı şekilde konuşmak; örneğin dalga geçmek, isim takmak, gözlerini devirmek gibi. Bu davranışları yaptığınızda ona giden mesaj, ona hiç değer vermediğiniz yönünde oluyor. 3. Savunma Pek çok kişi eşinden herhangi bir eleştiri aldığında hemen savunmaya geçer.

Hani şu okullar açılırken bir tören yapılır da öğrencisinden velisine öğretmeninden hademesine herkese eziyet olur ya işte yine böyle tören esnasında Bartın ilinin Ulus Kaymakamı Ali Fuat Atik  protokolde ki yerinden kalkıp daha sonra tüm protokol sakinlerini yerinden kaldırarak güneşin altında bekleyen öğrencileri oturttu. Örnek bir davranış ile birlikte törenlerde çekilen zahmete de dikkat çekmiş oldu. Kaymakam Ali Fuat Atik görevlileri, “ Bu öğrenciler ülkenin geleceği. Bizler bile güneşin altında fazla kalamıyoruz. Bunun bir daha olmasını istemiyorum. Bütün çocuklar gölgede duracak ya da törenler uzun tutulmayacak ” dedi. Sayın kaymakamımızı bu sorumlu davranışından ötürü tebrik ediyor ve daha benim gibi bir çok kişinin takdirini kazandığını düşünüyorum. Ayakta alkışlanacak çok bir hareket... Kaynak : http://www.haber3.com/protokolden-ornek-davranis-1514451h.htm#ixzz26mqDM75a

Bu günlerde karmakarışık duygular içerisindeyim. 1 ayı geçkin süredir maddi ve manevi sıkıntılar ruhumu sarıp sarmalamış durumda... Her şey de bir hayır vardır diyen inancımın gereği başıma gelen her musibetin bir hayırdan öte olmadığını düşündürüyor.   Beynin İsyanda... Beynim olayları akıl süzgecinden geçirdikten sonra , her olayın derinliklerinde bir mantıklı hareket aramaya koyuluyor. Bazı zamanlar kelime oyunları ile aklımı bulandırarak isyana kadar sürüklenerek asi bir beyin oluveriyor. Tam beyinde isyana dönüşenler dilimde haykırışa dönecekken.... Dilim Sükutta...  ... Dilim sükut ederek , susmasını biliyor... Dilim inadına susuyor. Kimsenin bilmemesi gerekenleri içinde tutuyor ve haykırmadan kendi içine patlatıveriyor duygularına tercüman olacak cümleleri... Tam da dilim beynimin peşine düşmüş giderken , birden bire kalbim çıkıyor önlerine.... Kalbim Tevekkülde... ''... Nereye böyle... nereye gidiyorsunuz'' diyor... Hayırda Allah'tan , Şerde Allah'tan di

Hz.Ali Keremallahu Veche '' Başkalarının felaketlerinden ibret al ki başkaları senin felaketlerinden ibret almasın '' buyurmuştur. Bazı gerçekleri idrak etmek için birilerinin acılarına şahit olmadan da anlamamız gerekir. Bazen bir musibet bin nasihatten iyidir diyenler var.  O halde bu küçük videoyu izlemenizi tavsiye ederim.

Eğer bir çocuk kınanarak yaşarsa suçlamayı öğrenir. Eğer bir çocuk düşmanca davranışlar içinde yaşarsa kavga etmeyi öğrenir.  Eğer bir çocuk alay edilerek yaşarsa sıkılganlığı öğrenir  Eğer bir çocuk utanç içinde yaşarsa suçluluk duymayı öğrenir.  Eğer bir çocuk hoşgörüyle yaşarsa sabırlı olmayı öğrenir. Eğer bir çocuk teşvik edilerek yaşarsa güvenmeyi öğrenir. Eğer bir çocuk değer verilerek yaşarsa saygı duymayı öğrenir. Eğer bir çocuk eşitlik ortamında yaşarsa adaleti öğrenir. Eğer bir çocuk güven duygusu içinde yaşarsa inanmayı öğrenir.  Eğer bir çocuk beğenilerek yaşarsa kendisinden hoşlanmasını öğrenir. Eğer bir çocuk kabul ve dostluk yaşarsa dünyada sevgi aramayı öğrenir.  Çocukların öğütten çok iyi örneğe ihtiyaçları vardır.  Çocuğun aynası anne ve babasıdır. Bu aynadan daima güzel şeyler görmelidir.  Çocuklarınıza vereceğiniz en güzel ve değerli hediye ilgi ve zamanınızdır. Çocuklar, hayat piyangosunun çok pahalı alınmış biletleridir.  Bu bilete büyük ikramiye vurması ya da boş

Malum günümüzün en çok konuşulan ve tartışılan mevzularından birisi de Cumhurbaşkanlığı seçimi dolayısıyla Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olup olmayacağıdır. Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasını istemiyorum. Eğer sizde bu konuda bir görüş belirtmek isterseniz ankate katılabilirsiniz :)

Euro 2012 Şampiyanasının final maçında İtalya'yı 4-0 yenen İspanya, Avrupa Şampiyonu oldu. Üst üste 3 turnuvada şampiyonlupa ulaşan İspanyollar, Euro 2008 ve 2012 Dünya Kupası'nın ardından, Euro 2012'yi de kazanarak, ulaşılması güç bir rekora ulaşıp tarihe geçtiler. İtalya'nın buraya kadar gelmesi zaten bir mucizeydi. İspanya'yı yenebileceğini düşünmüyordum ancak bir ara acaba Almanya'yı yarı finalde elemiş olmanın gazı ile İspanya'yı zorlar mıd iye düşünmüştüm ancak maçı izleyenlerde bileceklerdir ki İspanya çok rahat bir maç oynayarak kazandı. Fernando Torres eğer ilk on bir de yada 2. yarının başında oyuna dahil olmuş olsa çok daha farklı bir skor elde edilebilirdi. Maçın son bölümünde oyuna giren Torres bir gol bir assist ve bir çok gol pozisyonu ile maça damgasını vurdu diyebiliriz. Şimdilerde turnuvanın yıldızı kimdir diye tartışılıyor bana göre iki kişiden söz edebiliriz. Ya İniesta'dır yada Pirlo'dur.. Bu şampiyona'da Türkiye'nin olma

Ben milletvekili olsam illa ki tanıdıklarım için akrabalarım için referans olurum , illaki birilerine faydam dokunur , illaki birilerinin işe girmesine vesile olurum ancak 2 şartla... Birinci şart haksız bir durum söz konusu olmayacak , örneğin KPSS sınavından 70 almış bir tanıdığımı memur yapıp 80-90 almış kişinin hakkına tecavüz etmem. 70 puanla girebileceği yerler varsa yardımcı olurum. 2. şartta birine torpil yapacaksam bunu belgelendirmem. Bakınız aşağıdaki resimde AKP Malatya Milletvekili Fuat Ölmeztoprak gibi yapmazdım... Bu resme hem güldüm hemde acıdım. Meclisimizde yediği haltları belgelendirebilecek kadar kafası çalışmayan milletvekillerinin olduğunu düşündükçe bir tuhaf oluyorum. Buyurun bundan sonrası için yorum sizin...

Bir dönemin Ülkücü gençliğine yön veren , şiirleri ile onlara ahenk katan , kalemini kılıçtan daha iyi kullanan , yazdığı şiirleri ile gönüllerimizde taht kuran büyük şair Abdürrahim Karakoç 46 gündür tedavi gördüğü Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde vefat etti. Memleket meselelerine duyarlı şiirleri ile tanınan şairimiz Ülkücü Hareketin mihenk taşlarından biriydi. Bir çok ödülü bulunan Abdürrahim Karakoç'un bestelenmiş bir çok şiiri de mevcuttur. Mihriban isimli şiirinin bestelenmesi ile unutulmaz türküler arasına girmeyi başarmıştır. Şiirlerinden din, iman, Allah lafzı hiçbir zaman eksik olmayan Abdurrahim Karakoç, yaşıtı halk şairlerinden bu özelliğiyle ayrılır. Bu ülkenin mayasını, Müslümanlık ve İslam’la karıldığını sıkça dillendirir, şiirlerinde de söyler. Şairimizin mekanı cennet , ruhu şad olsun , ailesinin , sevenlerinin ve Yüce Türk Milleti'nin başı sağolsun. Abdürrahim Karakoç'un en çok sevdiğim şiiri şudur; Zayıfım Sanma Ya Allah,deyince yedi zinc

Bugün Adanademirspor ile Fethiyespor arasında oynanan Spor Toto 2. Lig Yükselme Play-Off final maçında Adanademirspor , Fethiyespor'u 2-1 yenerek Bank Asya 1. Lige yükselmeyi başardı. Geçtiğimiz günlerde aynı heyecanı Adanaspor'un Kasımpaşa ile mücadele ettiği , Süper Lige yükselme playy-off maçındada yaşamıştık ancak Adanaspor ile sevinememiş uzatmaların ikinci yarınsın da bir gol yiyerek 3-2 yenilmiş ve Bank Asya 1. ligde kalmıştı. Bu da demek oluyor ki Adanaspor ile Adanademirspor önümüzdeki sezon aynı ligde mücadele edecekler. Kim bilir belki de önümüzde ki sezon Adanaspor ile Adanademirspor elele süper lige yükselirler. Olmaz diye bir şey yok , olur mu olur :) Temennim şudur ki daha önceki yıllarda , Adanaspor ile Adanademirspor arasında oynanan güneyin derbisi olarak lanse edilen maçlarda aynı şehrin taraftarları birbirlerini kırıp geçiriyorlardı. İnşallah bu yeni ligde , bu yeni  sezonda eski cahillerin mantığıyla hareket etmezler de kardeş kardeş güzel bir lig geçiririz

Bu gün 23 Nisan , Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun. Aynı zamanda bu gün benim doğum günümdür. 23 Nisan 1984 tarihinde Adana'da doğdum. Bu sebepten babam adımı Vural Egemen koymuştur. Rabbim bu yaşıma kadar işlediğim tüm günahları affetsin ve bundan sonra ki hayatımı kulluk idraki ile geçirmemi , Allah(c.c.)'a layıkıyla kulluk edebilmemi ve Kainatın Efendisi Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v) Efendimiz'e yakışan bir ümmet olmayı nasip eylesin. Yeni yaşımda geçmiş günahlarıma olan pişmanlıklarımın ve salih amellerimin artmasını temenni ediyorum. Mevlam eşimle,oğlumla hayırlı bir ömür sürmeyi nasip eyler inşallah....

Semerkand Aile Dergisi abonesi oldum. Faydalı , bilgilendirici ve hayırlı konuların yer aldığı Semerkand Aile Dergisi'nin ailem için uygun olduğunu düşünüyorum. Aile üzerine gerekli özeni gösteren bu dergi , aile düzeni için gayret göstermektedir. İçinde yer alan konular ve bilgiler anne , baba ve çocuk üzerine yoğunlaşmış , her aile bireyini ilgilendiren , faydalı bilgiler içermektedir. Bilgilere manevi duyguları da serpiştiren dergimiz şu an ailemizin okumaktan zevk aldığı bir dergidir. Derginin yıllık abonelik ücreti de çok uçuk bir rakam değil , 55 Türk Lirası'na 1 yıllık abone olabiliyorsunuz. Bir yıllık dergi sürecinde size sunulan bilgiler ve bilgilendirici yazılar karşısında 55 liranın esamesi dahi okunamaz... Abonelik Bilgileri ve nasıl abone olacağınıza dair bilgiler aşağıdadır. Abone Servisi MEHMET KARİP (0216) 564 25 55 Reklam TAÇ MEDYA PAZARLAMA (0216) 564 25 35 Abonelik Fiyatı: 5 TL 1 Yıllık (12 Sayı) Abonelik: 55 TL 6 Aylık Abonelik: 30 TL Avrupa Abonelik (Posta

İsrail televizyonlarda dönen bir reklam filmidir. Kavşaklarda ve yaya geçitlerinde hızı azaltmak adına hazırlanmış , oldukça profesyonel ve anlamlı bir videodur. Müthiş bir mesaj ile harmanlanmış olan reklam filmi benim nazarımda mükemmel üstü bir not aldı. İlgili reklam filmini aşağıda izleyebilirsiniz. http://www.krop.com/ronikleiner/

Dün akşam işten çıkıp eve giderken aklıma bir reklam fikri geldi. Bir arkadaşıma bu reklam fikrimden bahsedince ''bloğuna yazma bak fikrini çalarlar'' dedi. Çalsınlar... Ben bu makaleyi buraya yazdığımda tarihi var nasıl olsa , üstelik sanki ben tutupta bu reklamı çekecek değilim ya... hem birilerine fikir olsun işte. Reklam filmimizde az milliyetçilik yapalım. Bir Türk firması olan Çaykur'u övelim reklamımızda , bu reklamımız Çaykur reklamı olsun. Lipton çay üretim tesislerinde bir yetkili , müdür olabilir , işletme sahibi olabilir. Makamında oturmaktadır. Misafirleri gelir. Onları alır tesisi gezdirir . Çay nasıl üretiliyor gösterir. Kendi ürettikleri çay hakkında kısa bilgi veriyor. Sonra telefon açıp misafirlerine çay söylüyor. Çaycı hanım geldiğinde elindeki tepside bardağın içinde sallama çaylar bulunmaktadır. Sallama çaylar Çaykur'undur. Lipton sahibini geçtim , lipton tesislerinde Çaykur içiliyor. Bence hoş bir reklam olabilir. Buna benzer bir reklamı da

Son günlerdeklişe bir deyiş var. '' Şike iddiaları Türk Futbol'unu yaraladı'' diye... aslına bakarsanız yaralanan futbol değil futbolseverlerdir. Şimdi söyler misiniz ben nasıl Beşiktaş'ın Ziraat Kupası final maçını izleyeyim , yada Fenerbahçe'nin şampiyonluk maçını , hep içimi kemirecek ''acaba şike mi var'' kuşkusu.... Digitürk'ü iptal ettirme kararı aldım. Birinci sebebi bu şike skandalı... diğer sebep ise  tamamen digitürk'ün kendisinden kaynaklanıyor. Hani alternatifsizler ya , hani yıllık sözleşmeleri sağlam ya , o sebepten pek de önemli değil müşteri memnuniyeti...3 Mart 2012 günü digitürk aboneliğimi iptal ettiriyorum. Neden 3 mart derseniz. Ben haberim olmadan 1 yıllık taahhütte bulunmuşum... Digitürk'ü neden iptal ettiriyorum sıralayayım... 1- Türk Futbolundaki şike iddiaları yüzünden Türk futboluna olan ilgim azaldı. İspanya Ligi La Liga ve İngiltere Premier Ligi izlemeyi tercih ediyorum. 2-) Digitürk şirketinde inanılm

Bu sabah erken saatlerde işe gelirken , servisin radyosunda her sabah olduğu gibi haberleri dinliyorduk. Haberlerde Ortalıkta silahla dehşet saçan bir vatandaşın kahramanlık gösterisi yapmak isteyen Antalya Emniyet müdürünü öldürdüğünün haberini dinledik. Arkadaşlardan birisi '' Takdir-i ilahi, ecel işte , ömrü buraya kadarmış'' diyerek tüm suçu Alemlerin Rabbinin üzerine attı. Bunun üzerine bu hususta fikir ayrılıkları , başka tezahürler ortaya çıktı. Ben '' öldüren adam iradesi ile öldürdü , ölen adamın eceli buraya kadardır'' dedim. Arkadaşlardan bazıları iyi niyetle ve samimiyetle hala bunun Allah tarafından yaptırıldığını savundular. Bir an koskoca serviste bu konuda mantıklı düşünen tek kişinin ben olduğunu gördüm. Arkadaşlara delilleri ile kader olgusunu , ecel kavramını , adam öldürmenin selahiyetini anlattım. Sanırım tüm arkadaşlarım olmasada büyük bir çoğunluğunu ikna ettiğimi düşünüyorum. Zaten diğerleri de Ebu Talip tavırları ile hala inkarda

Bu gün günlerden pazar ve eşimle birlikte Yozgat Şehitliğini ziyaret etmeyi hafta içinde kararlaştırmıştık. Güzel bir pazar kahvaltısının ardından güzel havanın tadını çıkararak Şehitliğe kadar yürüdük. En sonunda şehitliğin kapısında Fatihalarla ziyaretimize başladık. Tüm şehitlerimizin kabirlerinin başında fatihalarını hediye ettikten sonra onların her biri ile resim çektirerek hediyelerin aldık. Şehitliğe gitme imkanı olupta gitmeyenler yazık etmiş olurlar. Bu vatan , bu bayrak ve din uğruna canlarını feda etmiş şehitlerimizin kabirlerini ziyaret edip , birer fatiha okuyup ruhlarına hediye etmek borcumuzdur. Bizim için bu pazar güzel ve anlamlı bir gün olarak  kayıtlara geçti. Allah bu vatan için canını vermiş tüm şehitlerimizden razı olsun. Şehitlikte çektiğimiz fotoğrafları aşağıda görebilirsiniz. Tüm Şehtlerimizin Ruhuna El-Fatiha... Amin...