Kayıtlar

Unutulmayan Yazılar etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

“Bağımsız Kürt Devleti” Propagandası

Farsların gayet geri ve iptidaî bir kolu olup İran, Türkiye ve Irak’ta yayılmış bulunan Kürtleri bir devlet ve millet durumuna getirmek yolundaki istekler epey eskidir… Bütün iptidaî topluluklarda olduğu gibi Kürtlerde de yabancı devletlerin kışkırtmasıyla başlayan bu hareket Kürt çoğunluğu arasında değil, onların zengin ağa sınıfı ile okumuşları arasında itibar görmüştür. Çünkü bağımsız bir Kürdistan’tan faydalanacak unsur bunlardır. Kurulacak Kürdistan’da idareci ve yüksek sınıf olacaktır. Birinci Cihan Savaşı sonunda ortaya çıkan “Kürt Teâli Cemiyeti”, Osmanlı Devletinin kendisinden sayarak yüksek makamlara getirdiği Kürtler tarafından kurulmuştu. Dergileri yayınlanıyordu. Mütareke yıllarında Kadıköy Sultanisi’nde okurken Arapça ve Siyer-i Nebî hocamız olan Mihri Efendi, Kürt milliyetçisi olduğu için bize Türklük ve Türkçülük aleyhinde propaganda yapar, Kürt dergileri dağıtırdı. Bir gün: “Sakın Türk’üm demeyin. Öteki unsurları gücendirirsiniz. Osmanlıyım diyin” diye öğüt vermişti. D

Türk Kara Ordusu Ne Zaman Kuruldu?

Resim
''Bu makalenin kaleme alındığı tarihte kuruluş tarihi 1363 olarak kabul edilse de bu gün Kara Kuvvetleri tarafından resmi kuruluş tarihi olarak Atsız Ata'nın işaret ettiği tarih m.ö 209 yılı kabul edilmektedir. Bu vesile ile Türk ordusunun tüm geçmişini rahmet ve minnetle anıyor , Atsız Ata'nın ruhunun şad olmasını diliyorum.'' Vural Egemen Sarıgöz Kara Kuvvetleri Komutanı radyoda yaptığı konuşma ile Türk Kara Kuvvetlerinin 600. kuruluş yılını kutladığı gibi daha yüksek kademedeki kimseler arasında da aynı konu üzerinde tebrikleşmeler oldu. Bu hesaba göre Türk Kara Kuvvetleri, yani daha gerçek anlamı ile Türk Ordusu 1363”te kurulmuş oluyor. Bu demeç ve mesajlarla kendimizi bilmek bakımından ne kadar büyük gaflet içinde bulunduğumuz bir daha ortaya çıkmış oldu. 600. yıl dönümünü kutlayan yüksek mevki sahiplerine şunu sormak gerekiyor: Türk Kara Kuvvetleri 1363”te kurulduğuna göre ondan önceki büyük savaşlar, çok büyük stratejik hareketler ve taktik vuruşmalar kim

Abdülhamid Han (Göksultan)

Resim
Toplumun en büyük haksızlığa uğramış tarihî şahsiyetlerinden biri, II. Abdülhamid’dir. Kendisinden önceki devirlerin ağır yükünü omuzlarında taşıyan, en güvenebileceği adamların ihanetine uğrayan ve dağılmak üzere olan içi dışı düşman dolu bir imparatorluğu 33 yıl sırf zekâ ve hamiyeti ile ayakta tutan bu büyük padişahı katil, kanlı, müstebit, kızıl sultan, cahil ve korkak olarak tanıtılmış, daima aleyhinde işleyen bu propagandanın tesiriyle de böyle tanınmış talihsiz bir insandır. Daha ilkokul sıralarında belirli bir propagandanın tesirinde kalmaya başlayarak, yaşları ilerledikçe aynı telkinler ile büyütülen nesillerin, o propagandanın yalanlarını bir gerçek gibi benimsemelerinden tabiî ne olabilir? Öğren yavrum ki On Temmuz bayramların en büyüğü,Esir millet böyle bir gün zincirini kırdı, söktü.Ondan evvel geçen günler, bilsen ne siyahtı.Milletin her iyiliğini düşünecek padişahtı;Halbuki o zaman sultan,insan değil, canavardı,Canlar yakar, kan dökerdi, millet ondan pek bîzârdı!gibi saç

Bozulan Türkçe

Resim
Türkiye’de milli ülkünün hükümetler eliyle yok edilmesinden ve milli eğitimin başına uzun yıllar kozmopolit unsurların gelmesinden sonra kültürün bütün alanlarında olduğu gibi “dil” de de bir yozlaşmanın ve soysuzlaşmanın başladığı bilinen, görülen bir gerçektir. Türkçeyi Türkleştirmekle, Türkçeleştiriyoruz diye bozmanın birbirine karıştırıldığı zamanımızda, ortada görülen manzara aklın, mantığın ve bilginin safdışı edilmesidir. Halk Partisi hükümetleri zamanında okullardan Türkçe dilbilgisi (gramer)nin yıllarca kaldırılması neticesinde doğru Türkçe yazamayan birkaç nesil türediği gibi, Türkçeyi Türkçeleştirmek bahanesiyle yapılan bozmaların sonucu da ortaya dil diye gülünç bir ucube çıkarması olmuştur. Türkçeyi yanlış kullanma hastalığı, bir zamanlar, Mareşel Fevzi Çakmak’ın Genel Kurmay Başkanlığı sırasında askerlik terimlerini makul ve mantıklı bir anlayışla, bilgi ile Türkçeleştiren orduya da bulaşmıştır. Bunun en belirli örneği rütbe adlarında görülmektedir.Eskiden “piyade yüzbaşı

Kurtarılmamış Türkler

Resim
Türkiye dışında 60 milyon Türk, kurtarılmamış olarak yaşıyor. Osmanlı Türkleri’nin bölümleri olarak yanı başımızda duran Romanya, Yugoslavya, Bulgaristan, Batı Trakya, Rodos, Suriye ve Kerkük  Türkleri’nin dışında asıl büyük Türk kesimi İran, Afgan, Sovyetler ve Çin hâkimiyetinde tutsak tırlar. Bu  dört devlet kendi tabiiyetlerinde bulunan Türkler’e hiçbir hak tanımamakta, elde edilmiş bazı haklar  uzun fedakârlıklarla, büyük mücadeleyle sağlanmış bulunmaktadır. İran’daki 13 milyon Türk, bu zayıf ve iptidaî imparatorluğun en büyük unsuru olduğu halde İran’da Türkçe öğretim yapan okul yoktur. Açılması yasaktır. Birçok devlet dairelerinin duvarlarına yalnız Farsça konuşulacağına dair levhalar asılmıştır. İran’ın 60.000 Ermeni’si için radyoda Ermenice yayın  yapılırken zengin kültürlü 13 milyon Türk için böyle bir şey düşünülmemektedir. Çünkü Farslar’ın  iddiasına göre İran’da Türkçe konuşanlar aslında Fars olup Moğollar İran’ı zapdettiği zaman bunları  zorla Türkçe konuşmaya mecbur etmi