tartışmacı anlatım nedir tartışmacı anlatıma örnek paragraflar

TARTIŞMACI ANLATIM NEDİR? TARTIŞMACI ANLATIMA ÖRNEK PARAGRAFLAR

Tartışmacı anlatım bir düşünceye karşı çıkıldığı , onun olumsuz yönlerinin savunulduğu anlatım biçimidir.  Bu anlatım biçimi sözlü anlatımda olan tartışmanın yazıya uyarlanmış haline denir.

ÖRNEK:
Bizde anlam ve özelliği anlaşılmayan mesele­lerden biri, belki de başlıcası eleştiridir. Eleştiri­yi basit bir şeymiş gibi görmek hemen hepimize ait  bir kusurdur, içimizden biri herhangi bir ko­nuda söz söylediğinde hemen: "Eleştiri yapıyo­rum!" der. Bu anlayış yanlıştır ve düzeltilmesi gerekir. Oysa eleştiri öyle sıradan bir şey değil, sanatkârların   yardımcısıdır. Eleştir­men de seçkin bir insandır ve herkesten daha iyi bilir, daha isabetli görüşlere sahiptir. Sanat için, eser için duygularını düşüncelerine feda eder.


ÖRNEK:

Kentleşme uzmanları, bizi biz yapan değerlerin   yaşadığı ve henüz yozlaşmadığı, kentlileşmediği şehirlerin de olduğunu öğrenmelidir. Si­vas, Erzurum gibi şehirlerimiz öyledir. Şimdiler­de "taşra" diye hafife alınan, ama  özümüzü yansıtan bu şehirlerin şehir planlamacıları tara­fından ıskalanmamasını isterim. Çünkü bu ya­pılmazsa İstanbul'dan başlayan ve özentinin ve teknolojinin etkisiyle hızla Anadolu'yu saran çarpıklaşmanın önüne geçilmeyecektir.
ÖRNEK:

Cenap Şahabettin ile Tevfik Fikret aynı kuşağın, aynı anlayışın sanatçıları olarak bilinir. Oysa   sanatçıların Servet-i Fünûn dergisinde yazmaktan başka ortak yönleri yoktur. Cenap Şahabettin müziğe önem verdi. Tabiatı izlenimleriyle yansıttı. Fikret ise şiirde resme önem verdi, tabiatı olduğu gibi yansıttı.
ÖRNEK:

Statik düşüncede olmak insanları köreltir. Bir insan değişiyor, dün dediğinden bugün başka türlü diyor ve düşünüyor. Önüne dikilip, değiştiği için bu insana kızıyorlar ve kınıyorlar bu insanı. Neden? Yasak mı değişmek? Düşünmek değiştirebilir kişiyi. Dün şuna bağlanmış, bugün bunun da doğruluğunu ya da güzelliğini anlamış neden söylemesin bunu? Dün dediklerinden   diye artık inanmadığı bir görüşü mü savunsun? İnsanların değişmeleri  doğal karşılanmalıdır kanaatimce.
ÖRNEK:


Günümüzde çıkan kitapları bir düşünün. Bir yıl içersinde çıkan kitap sayısı üç yüzün üzerinde. Bu kitapların hepsini okumaya çalışsak bile her gün bir kitap okumak zorundayız. Peki bu kadar kitabın çıkması edebiyatımızı olumsuz etkilemiyor mu? Bence kesinlikle hayır! Çoğunluğun olduğu yerde rekabet olur ve en güzel eserler verilmeye çalışılır. Aynı zamanda kötü olmadan iyiyi seçmemiz mümkün mü?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

yürekdede ile padişah kitabının kısa özeti

korkusuz kaptanlar kısa kitap özeti

küçük lord kitabının kısa özeti