okuduğunuz hikayenin kahramanı kara memişin yerine kendinizi koyarak mektup yazınız

Okuduğumuz hikâyenin kahramanı  Kara Memiş ’in yerine kendinizi koyarak onun içinde bulunduğu durumu anlatan bir mektup yazınız.
Çok Sevdiğim Vatanımın Değerli İnsanları,
Her insanın bir hayat hikayesi vardır. Benim hikayem de yıllardır savaştığım düşmanların elinde esir kalmakmış. Beni asıl üzen şey ise sevdiklerimin benim hayatta olup olmadığımı dahi bilmemeleridir. Bu gemide ve daha sonra mahsur kaldığım adada en çok özlediğim şey ise vatanımın topraklarıdır. Acaba oğlum Turgut şimdi ne yapıyor? 


Tüm bunlara rağmen kurtulacağım güne olan özlemimi hiç ama hiç yitirmedim. Hep sabırla bekledim.  Çünkü umut var ise yaşamak da vardır. Ben her zaman Osmanlı gemisinin beni buralardan alıp kurtaracağını adım gibi biliyorum. İşte o zaman yine topraklarıma sarılıp öpeceğim. Bu mektubumu eğer okuyorsanız hislerimi  biraz olsun anlamışsınız demektir. Sağlıcakla kalın.

          Kıyıya doğru koşmaya başladı. Karaya çıkan askerler, ak sakallı bir ihtiyarın kendilerine doğru koştuğunu görünce: — Dur, diye bağırdılar. ihtiyar durmadı, o da bağırdı: — Ben Türk’üm, oğullar, ben Türk’üm! — ... Askerler ihtiyarın yaklaşmasını beklediler. ihtiyar, Türklerin yanına yaklaşınca önüne ilk geleni tutup öpmeye başladı. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Hâline bakanların hepsi üzülmüşlerdi. Heyecanı biraz dinince sordular: — Kaç yıldır esirsin? — Kırk yıldır! — Nerelisin? — Edremitli. — Adın ne? — Kara Memiş. — Kaptan mıydın? — Evet. ihtiyarın etrafında birikmiş olan askerler birbirine karıştı. Bir çığlıktır koptu. Herkes aynı sözcükleri tekrarlıyordu. “Bey’e haber verin!.. Bey’e haber verin!” diye bağrışıyorlardı. ihtiyarın kollarına girdiler. Kuş gibi deniz kenarına uçurdular. Bir sandala koydular. Büyük bir kadırgaya çıkardılar. Askerlerin arasında onun kahramanlık serüvenlerini bilmeyen, şöhretini duymayan yoktu. Biraz güvertede durdu. Sevinçten, kırk yıldır özlemini çektiği soydaşlarını görmekten, şaşırmış, aptallaşmıştı. Ayağına bir çakşır geçirdiler. Sırtına bir kaftan attılar. Başına bir kavuk koydular. — Haydi, Bey’in yanına, dediler.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

korkusuz kaptanlar kısa kitap özeti

yürekdede ile padişah kitabının kısa özeti

küçük lord kitabının kısa özeti