ULUSLARARASI PARA FONU - IMF ( INTERNATIONAL MONETARY FUND )
Hatta ticaret, mal değiş tokuşu ile yapılır duruma geldi. Bu duruma karşı paranın değerinin saptanabileceği bir kurum oluşturma yolunda adımlar atıldı. Böyle bir sistemin yürütülebilmesini sağlayacak olan kurum bir ülke parasının diğerine kısıtlama olmadan çevrilebilmesini sağlayacak, her bir paranın değerini saptayabilecek ve ülkelerin rekabet için kendi paralarının değerini düşürmesini denetleyecekti. Bu amaçlar arasında ticaretin uyumlu bir biçimde gerçekleşmesini sağlamak ve döviz kurunun istikrarını korumak da yeralmaktadır.
1930'lu yıllarda yaşanan Büyük buhran ve beraberinde ekonomik çalkantılar sonucu paraya olan güven azaldı, ülkeler piyasalarda dolaşan para karşılığında altın stoğu bulunduramaz hale geldiler, dünyanın çeşitli bölgelerinde ticaret barter yani mal takası yoluyla sağlanır hale geldi, uluslararası ekonomi darboğazdaydı ekonomik buhranın milli gelir ve istihdam üzerinde yarattığı yıkıcı etki ve daralan dünya ekonomisinde mevcut paylarını koruyabilmek için, çoğu ülke devalüasyonla ihracatını arttırmaya çalışıyor, diğer yandan iç pazarı ithal mallardan korumak için, farklı ülke ve mallara kotalar uygulanıyor ayrıca gümrük tarifeleri yükseltiyordu. Komşuyu Fakirleştirme ve üzerinde ekonomik hakimiyet kurma Politikası (Beggar the Neighbour Policy) bir yandan ticari ilişkileri, çıkmaza sokuyor bir yandan ülkeler arasındaki siyasal ilişkiler zedeleniyordu.
Avrupa devletleri başta olmak üzere 2. Dünya Savaşı sonrası pek çok ülke ekonomik yardım ve dış borç taleplerindeyken Amerika Birleşik Devletleri'nin savaş boyunca ihracatı ve altın stokları artmıştı, askeri ve ekonomik durumu itibarı ile yoğun bir yardım talebi ile karşı karşıyaydı. ABD, Avrupa devletlerine doğrudan yardım yapmak yerine uluslararası iktisadi ve mali kuruluşlar kurulmasını sağlayarak yardım yapılması taraftarıydı. ABD’nin New Hampshire eyaleti Bretton Woods kentinde 1 temmuz, 22 Temmuz 1944 tarihleri arasında bir araya gelen 45 ülkenin ortak görüşü ile uluslararası mali gelişmeleri düzenleyecek bazı konularda ön mutabakat sağlanmış olundu. Bretton Woods Antlaşması ile Milletlerarası Para Fonu IMF ve Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD) yani Dünya Bankası isimleriyle iki yeni uluslararası kuruluşun kurulması kararlaştırıldı. Tüm bu gelişmelerin sonucu 27.12.1945 de IMF kuruldu ve 01.03.1947 de faaliyete geçti. (www.ihracat.co)
IMF’nin kuruluş aşamasında etkinlik alanı sanayileşmiş ülkeler ile sınırlı iken, Dünya Bankası’nın görevi az gelişmiş ülkelerin kalkınma sorunlarına mali kaynak yaratmak olarak öngörülmüştü. 1973 petrol krizi ve devamında yaşanan ekonomik krizler, IMF ve Dünya Bankasının yapısal uyum programları adı verilen programlarda ortak hareket eder hale gelmesini sağladı. Buna göre az gelişmiş ülkelerin dünya ekonomik sistemiyle tam bütünleşmesini sağlamaya yönelik projeler her iki firmanın entegrasyonuyla sağlanacaktı.
Başlangıçta mali kaynakları ABD tarafından sağlanan IMF, ilerleyen yıllarda üye ülkelerin kredi taleplerini değerlendirebilmek için kendi fonlarını oluşturmuştur. Kurumun likiditesi, normal kaynaklar ve ödünç alınan kaynaklardan sağlanmaktadır. Fon dahilinde farklı ülke para birimlerinden oluşan bir stok bulunur. Fon içerisinde altın stoklarıda mevcuttur ancak bu stokların kullanılması ancak üye %85’inin onayı ile gerçekleşebilir.
IMF’ye katılacak üye ülkeler para birimlerini diğer ülke paralarına göre nasıl konumlandıracakları konusunda bilgi paylaşımıyla mükelleftirler. Üye ülkeler ayrıca belirli politikaları izlemek ve para değişimini kısıtlamamakla sorumludur. (www.ihracat.co)
1954-1970 arasında IMF üyesi 47 ülke ile pek çok stand-byanlaşması yaptı, 1970 li yıllarda farklı kaynaklardan kredi bulmak mümkündü ve nisbeten IMF ile yapılan stand-by anlaşmaları sınırlı kalmıştır. 1970’lerde yaşanan küresel ekonomik krizler dış borca ihtiyaç duyan ülke sayısını arttırdığı gibi, borç alan ülkelerin borçlarını ödeyemez duruma düşmelerine ve yeni anlaşmalarla yeni krediler almak yoluna gitmelerine sebep oldu. Bu dönemde IMF bu ülkelere koşullu olarak borç vermek üzere devreye girmiş, kısa ve uzun vadeli istikrar programları ve yapısal uyum programlarının altına imza atmışlardır. 80’li yıllarda 250’den fazla stand-by anlaşması yapılmıştır. Bu borçları verirken IMF dayattığı koşullarla bir anlamda borç alan ülkelerin ekonomi ve istihdam politikalarını belirlemekteydi. (www.ihracat.co)
Yorumlar
Yorum Gönder